Şu sıralar kiminle muhabbet etsem herkesten sanki tek bir ağız olunmuş gibi hayat pahalılığı, işlerin bıçak gibi kesildiği ya da hacim düşüklüğü yaşandığı, geçimin çok pahalı oluşu yani kısaca ekonomik açıdan sıkıntı içerisinde oldukları ve de artık sabırlarının tükenmeye başladığı yönünde cümleler duyuyorum.
Peki bu söylemlerinde haksız mı bu kadar insan? Günümüz koşullarında tabi ki değiller. Ama sadece bu soru ile doğru yanıtı bulmak ne kadar doğru olur? Şimdi gelin hep beraber biraz geçmişe dönelim ve bunun cevabını arayalım.
Çok eskilere gitmeye gerek yok, şöyle 3-5 yıl öncesine bile bakmak bize bir fikir verecektir. O tarihlerde işlerimiz daha hareketli ve bereketli, fiyatların bu kadar uçuk kaçık olmadığı, ihtiyaçlarımızı beklentilerimiz yönünde %100 oranında olmasa bile daha rahat karşılayabildiğimizi görüyoruz.
Bu sonuca nereden vardığımızı şöyle bir kaç örnekle hatırlayalım. Her alanda tek tek fiyatlamalara girmeden şöyle yüzeysel olarak bölgemizdeki satılık ve kiralık daire fiyatlarına, otomotiv fiyatlarına, gıda ve temel tüketim fiyatlarına bakıyoruz ve belli başlı kalemler dışında neredeyse bir çok sektörde bugünkü gibi sıra dışı bir fiyatlama karşımıza çıkmıyor.
Şimdi soru şu, peki biz o günlerde ne yapıyoruz? Kazancımızda hiç bir değişiklik olmayacak olsa da düşüş yönünde olmayacağı doğrultusunda bir beklenti üzerine kurulmuş, belki de tasarruf tedbirlerini elden bırakmış bir hayat yaşıyoruz. Tabi ki bu sözler hepimizi kapsamıyor, imkanı zaten kısıtlı olarak yaşayan vatandaşlarımızı kastetmiyorum. Çoğumuzun ne tatilimizden ne de lüksümüzden vazgeçmediğini ve plansızca harcamalarımıza devam etmiş olduğumuzu gördüğümüzü söylüyorum.
Özetle; biz kötü günümüzü düşünmeden, doğru bir planlama dahilinde ileriye dönük yatırım yapmadan, savurganlığımızı bırakmadan, önümüzü görmeden hesapsızca yaptığımız harcamalar doğrultusunda vatandaştan devletimize kadar uzanan herkesin sorumlu olduğu bu süreçte bugünlerimizi el birliği ile hep beraber yaratmış olabilir miyiz?
Geldiğimiz durum itibariyle onun ya da bunun suçu iddialarını bırakmalı ve birlik beraberlik içerisinde olmalıyız. Ekonomik anlamda her geçen gün bir önceki günümüzü aradığımız bugünlerde artık bizlerde kendimize çeki düzen vermeliyiz. Devletimizin aldığı tedbirlerin arttırılması, bizlerin kendimize çeki düzen vermesi ile hep beraber aynı doğrultuda atılacak adımlar ile ancak bu durumdan çıkıp özlediğimiz günlere geri dönebiliriz.
Aksi halde durumun daha da kötü bir hale dönüşeceği, şirket iflaslarının artacağı, borçtan dolayı icra ve haciz memurlarının kapılarımıza dayanacağı, dava sayılarında artışların görüleceği gibi bir çok olumsuz göstergeler ile karşı karşıya kalmamız kaçınılmaz olacaktır.
Gidişatımızın çok da doğru olduğu söylenemez. Bu sebeple lütfen hepimiz üzerimize düşen görevi yapmak adına mücadele edelim.
En kısa süreçte ülkemizdeki tüm vatandaşımızın daha mutlu olduğu günleri görmek dileğimle, her şeyin gönlünüzce olmasını diliyorum.