Yıllardır Bekleyen Yol, Birkaç Gecede Yükselen Sahil Güvenlik Limanı: Bodrum’da Çifte Standart
Bodrum’da devlet eliyle yürütülen projelerdeki çifte standart artık göz ardı edilemez bir noktaya geldi. Yıllardır tamamlanmayı bekleyen Ortakent-Yalıkavak yolu ve geçtiğimiz günlerde Ortakent-Turgutreis yolunda meydana gelen istinat duvarı çökmesi, bölge halkını derinden etkileyen sorunların başında geliyor. Özellikle seçim dönemlerinde sık sık gündeme gelen Ortakent-Yalıkavak yolu, seçim sonrasında ya yavaş ilerliyor ya da tamamen duruyor. Bu yolun tamamlanamaması nedeniyle halk, trafik yoğunluğu ve kazalarla boğuşuyor; işletmeler ekonomik kayıplar yaşıyor.
Buna ek olarak, geçtiğimiz günlerde Ortakent-Turgutreis yolunda bir istinat duvarının çökmesi sonucu yol uzun süre trafiğe kapalı kaldı. Duble yol, tek şeritten gidiş-geliş şeklinde düzenlenerek kullanıma açıldı. Ancak bu durum trafik akışını ciddi şekilde aksatıyor ve kent yaşamını adeta kilitliyor. Çöken duvarın molozları hâlâ yol kenarında duruyor. Devletin bu soruna yeterli hassasiyeti göstermemesi, karbon salınımının artmasına, milli servet kaybına ve halkın yaşam kalitesinin düşmesine neden oluyor.
Tüm bu altyapı sorunları karşısında, Turgutreis’te sahil güvenlik komutanlığına ait devasa bir liman inşaatının hızla ilerlemesi, devletin projelere yaklaşımındaki öncelik sırasını sorgulatıyor. Liman projesinde her gün yüzlerce kamyon dolgu malzemesi taşıyor ve çalışmalar gece geç saatlere kadar sürüyor. Halkın kullandığı plajların tamamen kapanmasına neden olan, denizi doldurarak yapılan bu proje, bölgedeki turizm alanlarını ciddi şekilde tehdit ediyor. Özellikle binin üzerinde yatak kapasitesine sahip otellerin faaliyetleri bu projeden olumsuz etkilenebilir. Bu durum, hem Turgutreis’in ekonomik değerini azaltacak hem de Bodrum’un en büyük gelir kaynağı olan turizme darbe vuracaktır.
Bodrum halkı, sahil güvenlik limanı projesinde gösterilen hız ve kararlılığın, Ortakent-Yalıkavak yolu gibi yaşam kalitesini doğrudan etkileyen projelerde de sergilenmesini bekliyor. Günlük yaşamı etkileyen altyapı projelerinde yavaş hareket edilirken, turizme zarar verebilecek projelerin hızla ilerlemesi kamuoyunda çifte standart algısını güçlendiriyor.
Sahil güvenlik limanı projesi, halkın taleplerine uygun şekilde yeniden değerlendirilmelidir. Bölgedeki dolgu alanı, millet bahçesi ya da Turizm Bakanlığı’na bağlı bir halk plajı olarak düzenlenebilir. Böylece hem Bodrum’un doğal güzellikleri korunur hem de halkın denize erişim hakkı güvence altına alınır.
Sonuç olarak, Bodrum’un altyapı sorunlarının çözülmesi ve halkın yaşam kalitesini artıracak projelere öncelik verilmesi, devletin önceliklerini gözden geçirmesini zorunlu kılmaktadır. Halk, seçimden seçime hatırlanmayı değil, yaşam standartlarını sürdürülebilir şekilde iyileştirecek adımlar atılmasını bekliyoruz.