Son zamanlarda mal sahipleri ile kiracıları arasında yaşanan birtakım anlaşmazlıkların olduğu hepimizin malumudur. Bu duruma ya bizzat şahitlik etmişizdir ya da taraflardan birisinin anlattıklarından dolayı durumdan haberdar olmuşuzdur. Hangi tarafı dinlersek muhtemelen de o taraf kesin olarak haklı pozisyondadır, her ne kadar kişiler değişse de bu sonuç asla değişmez, hep aynıdır. Bu anlaşmazlıklar daha önceki dönemlere baktığımızda azami ölçüde evdeki bir demirbaşın arıza yapması ya da bozulması ama mal sahibinin yenilemeyi kabul etmemesi ya da evde bir tadilat gerekmesi ancak mal sahibinin bu masrafı yapmaya yanaşmaması gibi durumlardan bazen de kira sözleşmesi yenileme döneminde kira bedelinde yapılacak artış oranından belki de düzenli kira ödenmemesinden kaynaklanmaktaydı. Her ne kadar taraflar bir anlaşmazlık içerisinde olsalar da, işin aslına bakarsak düzenlerini bozmak istemezlerdi. Çünkü kiracı için taşınmak ciddi bir masraf ve yeni bir ev bulmakta bir o kadar sorun teşkil etmekteydi. Mal sahibi içinde bir ay bile evi boş kalsa bütçesine zarar belki de düzenli olarak yapması gereken ödemelerin aksaması anlamına gelmekteydi. Ancak şimdiki dönemde tarafların içerisinde bulundukları durum bir hayli değişti ve dengeler bozuldu. Yeni bir eve taşınmak, kiracı için iyice zorlaştı ancak mal sahibi için evin boş kalması sorun olmaktan çıktı. Çünkü özellikle pandemi döneminde başlayan ve sonrasında Avrupa ülkelerinde yaşanan enerji krizi, Rusya-Ukrayna savaşı derken giderek artan ve ülkemizde yaşanan asrın felaketinin yanı sıra bir de İstanbul’da beklenen olası bir deprem endişesi ile bölgemizdeki konutlara olan talep tavan yaptı. Bölgemize akın edenler köşe bucak kiralık konut arıyorlar, kiracı alternatifi belki de şu ana kadar hiç olmadığı seviyelere çıkmış durumda. Bir de bu durumun üzerine devletimizin yaşanan husumeti bir düzen altına almak amaçlı 01.Temmuz.2023 tarihine kadar olan dönem için kira sözleşmesi yenilemelerinde yapılacak kira artış oranlarında azami %25 oranında sınır getirmesi, mal sahipleri açısından işin tuzu biberi oldu. Önceleri ara sırada olsa hal hatır sordukları, yan yana gelip bir bardak çay içip samimiyet kurdukları kiracıları ile mal sahipleri artık telefonda bile konuşmak istemiyorlar. Neredeyse tüm mal sahiplerinin akıllarında kiracısını bir şekilde çıkartıp evlerini sezonluk kiraya vererek daha fazla bir kira getirisi elde etmek gibi bir düşünce var. Bunun sebebi de kulaktan kulağa dolaşan rakamlar, ilan sitelerinde sezonluk evlere istenen kira bedelleri ya da kendilerine gelen şu an elde ettikleri kira gelirinden daha cazip tekliflerdir. Kiracılara asla çıkmayın yasal haklarınızı kullanın ya da çıkın ve bu huzursuzluğa bir son verin, mal sahiplerine de sizde biraz anlayış gösterin bir orta yol bulun gibi akıl vermek veyahut yol göstermek benim haddime değildir. Ancak her iki tarafa da birkaç önemli hususu hatırlatmak isterim. Sözleşme süresi bittiğinde çıkmamakta direnecek olan kiracılara, şayet hukuki bir süreç içerisine girer ve kaybederseniz, hele ki bir de şu an eğer kiranızı aylık olarak ödüyorsanız, sizi bu ayrılık sonrası girişeceğiniz arayışta şu an ödediğiniz kira bedelinden çok daha yüksek bir kira bedeli ile ve de yıllık kira bedelini de peşin olarak almak isteyen mal sahiplerinin beklediğini size hatırlatmak isterim. Mal sahiplerine de bu ayrılık sonrası evlerini şayet sezonluk kiralama yapmayı düşünüyorlarsa bunun için bir vergi mükellefiyeti ve oda üyeliği gerçekleştirmek, belediyeden sezonluk kiralama yapabilmek adına ruhsat almak, bölgelerindeki güvenlik güçlerine başvurarak dosya açtırmak ve kiralama yaptıkları kişileri Kimlik Bildirim Sistemi’ne kayıt etmek gibi işlemlerin beklediğini, yok başka bir kiracıya daha yüksek bir kira bedeli ile yıllık kiralama yapmak istiyorlarsa da gelenin gideni aratabilme ihtimalinin olduğunu belirtmek isterim. Hal böyle olunca ben her zaman uzlaşmaktan ve yola çıktığımız kişileri yolda bulduklarımızla değiştirmememiz gerektiğini savunanlardanım. Tabi ki nihai karar size aittir. Her şeyin gönlünüzce olması dileğimle…