Bodrum, 2025 yazında şimdiye kadar yaşanmamış bir susuzluk felaketiyle karşı karşıya. Yıllardır artan nüfus, hızla büyüyen inşaat projeleri ve su kaynaklarının bilinçsiz tüketimi, bu krizi yerel yönetimlerin çözebileceği bir mesele olmaktan çıkardı.
Yerel yönetimlerin ve Bodrum halkının tüm itirazlarına rağmen, devletin ilgili bakanlıkları tarafından devasa bir liman projesine onay verildi. Yine aynı şekilde, zeytinlikler ve birçok parsel imara açıldı. Yerel yönetimler bu projeleri reddetse de bakanlık izinleriyle hayata geçirildi. Bu projelere izin verilirken Bodrum’un su ihtiyacı neden hiç göz önünde bulundurulmadı?
Ayrıca, Bodrum’un su kaynaklarının büyük bir kısmı termik santrallerin soğutma suyu olarak tüketilmesine tahsis edildi. Bir yanda hızla tükenen yeraltı suları, madencilik faaliyetleri ve sanayi kullanımı, diğer yanda her geçen yıl artan su talebiyle karşı karşıya olan Bodrum halkı. Bu kaynakları kullanıma açan devlet, Bodrum’un su krizine de çözüm bulmak zorundadır!
Bodrum Belediyesi ve Muğla Büyükşehir Belediyesi, kısıtlı yetkileri ve bütçeleriyle bu krizi yönetmeye çalışıyor. Ancak su yönetimi merkezi hükümetin yetkisindedir ve devlet, Bodrum’un su krizine çözüm üretmek zorundadır.
Peki, Ne Yapılmalı?
✅ Deniz suyu arıtma tesisleri derhal devreye sokulmalıdır.
✅ Yağmur suyu toplama ve geri dönüşüm sistemleri zorunlu hale getirilmelidir.
✅ Madencilik ve termik santrallerin su tüketimi sıkı denetim altına alınmalıdır.
✅ Devlet, su altyapısı için Bodrum’a yeterli finansal desteği sağlamalıdır.
Eğer devlet Bodrum’da devasa projelere ve imara izin veriyorsa, o zaman Bodrum’un su ihtiyacını da karşılamak zorundadır! Burada yaşayan insanlar Türkiye Cumhuriyeti’nin vatandaşlarıdır ve devlet, temel yaşam hakkı olan suya erişimi sağlamakla yükümlüdür.
Bodrum yalnız değildir ve devlet artık bu krizi görmezden gelemez!