Evet, bir bayramı daha geri bıraktık. Umarım hepimiz için bu bayramda tıpkı daha öncekiler gibi sevdiklerimizle bir araya geldiğimiz, hoş sohbetler eşliğinde güzel anlar geçirdiğimiz bir bayram olmuştur. Bayram artık geride kaldı ve zaman hızla geçiyor, beraberinde sorunlarımızda devam ediyor.
Bizler, her zaman olduğu gibi Bodrum’da yaşayan vatandaşlarımızın nabzını tutmaya, sıkıntılarını dile getirmeye ve bu konulardaki gelişmelerin takipçisi olmaya devam ediyoruz. En son yaşanan gelişmelere şöyle bir göz attığımızda; Kurban Bayramı’nın hemen öncesinde Asgari Ücret Tespit Komisyonu'nun yaptığı toplantılar sonrası yeni asgari ücret % 34 oranında bir artışla net 11 bin 402 lira olarak açıklandı. Gelen bir diğer haberde; konut kiralarında uygulanan azami % 25 kira artış oranı düzenlemesinin süresinin 1 yıl daha uzatıldığı oldu.
Daha önceden duyurulan ve 1 Temmuz tarihi itibariyle başlaması planlanan, noterlerden tapu işlemlerinin yapılabilmesi de bayram tatilinin bitimi ile artık hayatımıza girmiş oldu. Arabuluculuk sisteminin hayata geçmesi için ise 1 Eylül tarihi beklenmekte.
Bu arada Temmuz ayı içerisinde mecliste görüşülmesi beklenen Torba Yasa’nın içeriğinin ve sonuçlarının vatandaşlarımız tarafından merakla beklendiğini de biliyoruz. Meclisin Temmuz ayında gireceği tatil öncesinde bir çok konunun netleşmesi ve yasalaşması ümit ediliyor. Alınacak her kararın gerek Bodrum gerekse bölgede yaşayan vatandaşlarımız için şimdiden hayırlı ve de uğurlu olmasını diliyorum.
Tabi bir de şu dillere destan yollarımıza ve bölgemizde yaşanan su kesintilerine bir çözüm bulunsa diye bekliyoruz. Ama maalesef ki kimse bu sorunların sorumluluğunu üstlenmediğinden, vatandaşın da artık bu konuların çözüm bulması adına inancı kalmamış gibi gözüküyor.
Ayrıca vatandaşlarımız arasında Temmuz ayında hayata geçen ya da geçecek olan uygulamaların yanı sıra yeni bir zam furyasının başlayacağı düşüncesi de oldukça hakim durumda. Sizlerin de dikkatini çekti mi bilemiyorum ama bayram tatili boyunca birçok işletmeye ait adisyon fişinin, marketlerdeki ürün etiketlerinin resimlerinin çekilerek sosyal medya üzerinden çokça paylaşıldığını gördük. Nedeni tahmin edeceğiniz üzere; fiyatların vatandaşlar üzerinde yarattığı şaşkınlık.
Piyasada zaten bir fiyat güncellemesi yapılmaktaydı ve ardı ardına gelen zam haberlerini alıyor ve alışverişlerimizde bu fiyat farklılıklarını görüyorduk. Böyle giderse bugün aldığımız bir ürünü yarın aynı fiyattan alamayacağımızı da zaten biliyorduk ama artık bugün alabilecek gücümüzü de kaybetmeye başladığımız vatandaşlarımız arasında yüksek sesle dillendiriliyor. Bodrum genelinde zaten her sektörde gördüğümüz yüksek fiyatlar daha da yükselecek gibi duruyor.
Anlaşılan bu yılın ikinci yarısında da bölgemizde hayat pahalılığı devam edecek ve bizlerde bu durum karşısında hayat mücadelesi vermeye devam edeceğiz. Fırsatçılara da yeni fırsatlar doğacak gibi gözüküyor.
Piyasamız tam bir kaos ortamı içerisinde diyebiliriz. Döviz kurlarında düşüş olması için faizler arttırılıyor, ardından çoğu kalem üründe de fiyat istikrarı yakalamak ve ekonomide bir canlanma yaratmak hedefleniyor. Bu durum karşısında bir kesim faiz arttı diye elindeki birikimini yüksek faizle vadeli mevduat hesabına yatırmaya çalışıyor diğer yandan bir kesimde döviz kurlarında geri çekilme olacak diye tetikte bekliyor. Hedefleri ise döviz kurlarında yaşanacak olası bir geri çekilmede döviz toplamak. Bir taraftan da asgari ücrete gelen zam sonrası ürünlerde fiyatlar yükseltiliyor. İyi güzelde, tüm bu adımlar piyasanın düzelmesi, vatandaşın refah ve alım gücünün arttırılması amaçlı yapılmıyor mu? Atılan adımlara verilen bu tepkiler ile ne yapılmaya çalışılıyor? Birileri bu durumdan kendine bir menfaat mi sağlamaya çalışıyor? Durum gerçekten de tam bir muamma.
Vatandaşlar artan fiyatlar karşısında ne yapacaklarını şaşırmış durumda ve artık onlarda sahip oldukları konut, araba gibi varlıklarının fiyatlarını belirli, belirsiz aralıklarla arttırıyorlar. Amaçlarını ise varlıklarının değerlerinin enflasyon karşısında eriyip gitmesini önlemek olarak ifade ediyorlar. Artan konut ve araç fiyatları, taşıt ve konut kredisindeki yüksek faiz oranları ile ne kadar alıcı bulabilecek? Bu da ayrı bir merak konusu.
Kısaca piyasa “Kime ya da neye göre?” sorusunun cevabının olmadığı bir fiyatlama içerisine girmiş gözüküyor. Bu gidişatın sonucunu kestirmek ise oldukça zor. Biz yine de hakkımızda hayırlısı olsun diyelim ve ümidimizi kaybetmeden mücadelemize kaldığı yerden devam edelim.
Her şeyin gönlünüzce olması dileğimle.