Bildiğiniz üzere; her yıl TÜİK tarafından ev sahipliği olma yüzdesi ile ilgili veriler açıklanıyor.
Bu verilerde oturulan konutlardaki mal sahiplerinin ve kiracıların yüzdesel oranlarını görebiliyoruz.
TÜİK tarafından Aralık 2024’ te yayımlanan en son verilerde, son on yıllık tabloyu incelediğimizde düzenli olarak bir düşüş gözümüze çarpıyor. 2014 yılında %61,10 oranı ile tüm zamanların en yüksek seviyelerine ulaşmış olan ev sahipliği oranı, bu yıldan sonra her yıl düşüş göstermiş durumda ve 2024 yılında bu oranın %56,10 olduğunu görüyoruz.
Bu da demek oluyor ki; son 10 yılda %5 oranında gerileyen bir ev sahipliği oranı var.
Bu oranı hiç de küçümsememek gerektiğini düşünüyorum. Ülkemizdeki ev sayısını göz önünde bulundurduğunuzda bu oran ciddi bir sayıya tekabül ediyor.
Mal sahipleri ile kiracılar arasında günümüzde yaşanılan birçok problem olduğu da artık hepimiz tarafından bilinmekte. Böylesi bir dönemde, kim mal sahibi olmak ve oturduğu konutta kafası rahat olsun istemez ki?
Tabi bu düşüş oranı beraberinde aklımıza birtakım sorular getirmiyor değil. Acaba ülkemizdeki konutlara talep mi azaldı ya da alım gücü mü düştü? Vatandaşlarımız artık yurtdışında konut sahip olma yönünde mi hareket ediyor? Konut sahibi olmak için konut kredilerindeki faiz oranları mı çok yüksek? Konut artık bir yatırım aracı olarak görülmüyor mu? Konut fiyatları mı çok yüksek? Bu tip soruları daha da çoğaltmak tabi ki mümkün.
Benim burada tüm bu sorulara tek tek cevap verme şansım maalesef yok. Ama şunu net bir şekilde söylemeliyim ki; bu kapsamda birtakım aksiyonlar alınmalı ve her yıl düşen bu oranın belirli bir seviyelere tekrar çıkartılması gerektiği düşüncesindeyim.
Aksi takdirde; bu düşüş devam ettikçe ilerleyen süreçte birçok yeni sorun daha karşımıza çıkacaktır.
Son beş yıl içinde alım satım yapılan gayrimenkullerde, satıştan elde edilen kazanç üzerinden hesaplanan ve kazancın miktarına göre %15 ile %40 arasında değişen vergi oranlarında değişiklik yapılması hatta bir defaya mahsus muafiyet getirilmesi, tapu alım satım harçlarının düşürülmesi, konut kredilerinde faiz oranlarının düşürülmesi, kira gelirinden alınan vergilerdeki oranların düşürülmesi ve bunlar gibi alınabilecek bir takım aksiyonların konut satın almayı daha cazip hale getirebileceğini ve ev sahipliği oranını da yükselteceği kanaatindeyim.
Bu konular ile ilgili, devletimiz tarafından çalışmalar yapılacağını ve en kısa zamanda güzel haberler alacağımızı umuyorum.
Her şeyin gönlünüzce olması dileğimle…