Son günlerde Bodrum’daki sezonluk kiralık olan konutlara gelen taleplerde belirgin bir oranda azalma olduğunu gözlemliyorum. Otellerdeki doluluk oranlarında da ciddi anlamda bir düşüş olduğu ve hatta personel çıkarımlarının yaşandığı da kulağıma gelen bilgiler arasında.
Bu tip dönemsel olarak dalgalanmaların olmasının çok doğal olduğunu söylemek isterdim ancak Temmuz ayının ortalarındayız ve Bodrum’un en yoğun olması gereken dönemdeyiz. Bu sebeple böylesi bir durumu çok da doğal olarak karşılamak bu tarihte pek mümkün gözükmüyor.
Peki neden böyle bir durum yaşanıyor? İşin en can alıcı kısmı belki de bu sorunun cevabında saklı. Bölgemizdeki konut fiyatlarına baktığımızda alıp başını giden, dur durak bilmeden sürekli olarak artan bir fiyatlama görüyoruz. Bir de bunun yanı sıra bölgeye tatile gelen turistlerin bozuk yollardan dolayı yaşadığı trafik kargaşası, çektiği su sıkıntısı, şahit oldukları çevre kirliliği gibi faktörler de eklenince beraberinde gelen sitemkâr söylemler ve memnuniyetsizlikler doğal olarak hiç de kulak arkası edilecek cinsten değil.
Turistlerle yaptığımız sohbetlerde, Bodrum’un artık yavaş yavaş cazibesini yitirdiğini ifade ediyorlar. Uzun dönem için yapılan tatil planları artık yerini yavaş yavaş daha kısa dönemlik planlara bırakıyor gibi gözüküyor.
Önemli değil, “Gelseler de olur, gelmeseler de” diye aranızda düşünenler olabilir. Durumun bu kadar hafife alınabileceğini şahsen düşünmüyorum. Bölgemizdeki işletmeler, mal sahipleri, esnaflar, çalışanlar özetle birçok kesimin gelen turist sayesinde elde etmeyi planladığı bir gelir hedefi var.
Bu geliri elde edememeleri durumunda ne olacak? Merak edenleriniz için hemen yanıtlamak isterim.
Sezon bitiminde biz bize yani baş başa kaldığımızda mevcut olan neredeyse tüm ürünlerin daha da pahalanacağına şahit olacağız. İstediği geliri sezonda elde edemeyen mal sahipleri belki de evlerini yıllık ve eşyalı olarak kiralama yoluna gidecekler. Eşyalı olan evlerin kira bedelleri de doğal olarak yüksek olacak ve belki de bölgemizde zaten yüksek olan kira ortalamaları daha da yükselecek.
Esnaf açığı kapatmak için elindeki ürünlerin fiyatlarını yükseltecek, bölgemizde işçilik ücreti pahalanacak. Sizin anlayacağınız faturayı bölgede yerleşik yaşayan vatandaşlar olarak yine bizler ödeyeceğiz.
Bölgemizdeki sorunları yetkililerimiz bilmiyor mu? Birtakım önlemler almak ve bu sorunların önüne geçmek bu kadar zor mu? Bodrum’da yaşayan bizlerde bu tip endişelere kapılmasak olmaz mı?
Sorunlara karşı alternatif çözümler getirmek yerine her şeye gün be gün zam yapmak mıdır yani çözüm? Bu eskimiş, kokuşmuş sistemden ne zaman kurtulacağız?
Gün geçmiyor ki; bugün şuna zam gelmiş, bugün buna zam gelmiş haberlerini almayalım. Vatandaş artık gerçekten bunalmış, hatta tabir yerinde ise bıçak kemiğe dayanmış, tehlike sinyalleri çoktan çalmaya başlamış durumda.
Bu gidişat nereye evrilir? Vatandaş daha ne kadar dişini sıkmaya, kemerinde bir delik daha açmaya devam eder? Şahsen ben artık bu soruya cevap bulamıyorum.
Ama hissiyatımı dile getirmeden edemeyeceğim, vatandaş artık oynanan oyunların, kulak arkası edilmeye çalışılan sorunların, yaşanan sıkıntıların, duyarsız kalmaların kısaca her şeyin farkında ve bir gün gelir bizlerde bu faturayı kimlere teslim edeceğimizi biliriz diyorlar.
Altta kalanın canı çıksın mantığı ile hareket eden değil, sorunlara kulak veren ve çözüm arayışları içerisinde olan, kenetlenerek güç birliği yapan, birbirine yardım eli uzatan bir toplum olamadığımız sürece bu sorunları maalesef çözemez ve de rahat bir nefes alamayız.
Unutmayalım ki; başka Bodrum yok !
Her şeyin gönlünüzce olması dileğimle…