Herkesin bilgisi olduğu üzere, mal sahipleri ile kiracıları arasında 01.Temmuz.2023 tarihine kadar olan dönemde yenilenecek kira kontratlarında kira bedellerinin azami %25 artış oranı yapılmasını öngören düzenleme hayatımızda yer almaktaydı. Tabi bu düzenlemenin getirilmesi, mal sahipleri ile kiracıları arasında birçok tartışmaları hatta daha da ötesinde maalesef ki hiç arzulamadığımız sonuçları doğurmuştu ve bizlerde bu duruma üzülerek şahit olmuştuk.
Düzenlemede belirtilen tarihe yaklaşıldıkça doğal olarak “Peki ya sonrasında ne olacak?” sorusu da akıllara gelmeye başlamıştı. Merak içerisinde olan vatandaşlar “Acaba başka bir çözüm mü getirilecek?” yoksa “Artık istediğimiz artışı yapabilecek miyiz?” gibi bekleyiş içerisine girmişlerdi.
Bu bekleyiş süreci içerisinde kulağımıza gelen söylemlerde oldu. Geçen yılki % 25 artış oranı sınırlamasından ötürü “Bu sene mal sahipleri artık % 100 - % 150 gibi oranlarda kira artışı isterler, kabul etmezsek tahliyemizi isterler, anlaşamıyoruz mecburen mahkemelik olacağız” gibi bir takım söylemler bunlardan sadece bazıları.
Vatandaşlarımız arasında dile getirilen ve artan bu söylemler sonrası, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum son noktayı koydu ve bu sürecin uzatılacağını açıkladı.
Ancak bu açıklamada, sürenin uzatılacağının yanı sıra “Yeni bir oran belirlenecek mi yoksa aynı şekilde mi uzatılacak?” bilgisi tam olarak belirtilmedi.
Bu sürenin uzatılacağını duyan mal sahipleri, yaz sezonunun da yaklaşması ile kiracılarına uyguladıkları baskıyı muhtemelen arttıracaklardır. Çünkü akıllarında evlerini sezonluk kiraya vermek ve daha fazla kira geliri elde etmek düşüncesi yatıyor.
Bölgemizde sezonluk kiralama yapmak düşüncesi, her geçen gün mal sahipleri arasında hız kazanıyor. Bu durum, aslına bakarsanız ilerleyen zaman içerisinde bölgedeki vatandaşlarımızı mağdur etmek ile kalmayacak ve beraberinde bizlerin karşısına daha birçok olumsuz sonuçları ile çıkacaktır.
Bu muhtemel olumsuz sonuçlara birçok örnek vermek mümkün. Ancak kaçınılmaz olan en önemli gerçek de; bölgemizdeki mal sahibi ile kiracıların aralarında yaşanacak husumetlerin artacağı ve bu durumunda hepimize bir şekilde yansıyacağıdır.
Şahsi öngörüm, bir yıla yakın bir süredir gerilen ilişkiler sonrası ya artık bu durum karşısında davalık olma ihtimalleri artık hayata geçecek, ya da mal sahiplerinin arzu ettiği rakamlara çıkan kira bedelleri ile karşı karşıya kalacağız.
İçerisinde bulunduğumuz ekonomik durumu göz önünde bulundurduğumuzda davalık olma ihtimali daha ağır basıyor. Sanırım yetkililerimizde bu durumun farkında ki, direkt olarak mahkemeye başvurularak dava açılmasının ve dosyaların yığılmasının önüne geçmek adına 01.Eylül.2023 tarihi itibariyle “Arabuluculuk Sistemi” devreye giriyor.
Bir kesim ise, aralarında anlaşıp hayatlarına devam edecekler ama bu durum bence her sektörde fiyat artışına gidilmesine sebebiyet verecek. Belki de hiç arzulamadığımız işten çıkartmalar ile bile karşı karşıya kalacağız. Vatandaşlarımız artan giderlerini bir şekilde telafi etme yoluna gideceklerdir. Maaşıma artış gelmedi, yerime daha düşük ücretle çalışabilecek birini arıyorlar gibi duyumlarımız çoğalacaktır kanaatindeyim.
Bu işin sonu nereye varacak? diyenlerimiz için de bir iki cümle ile şahsi fikrimi belirtmek isterim. Çok yakın bir süre içerisinde Bodrum bölgesi artık sadece bu yüksek kira bedellerini ödeyebilen kişilerin yaşayabileceği, ekonomik sıkıntı içerisine düşen, işinin ehli olan kişilerin bölgemizden ayrılarak bazı sektörlerde hizmet kalitesinin düşeceği, verimin azalacağı, bölgemize gelen turistlerin memnuniyet seviyesinin düşeceği, şikayetlerin artacağı bir gelecek bizi bekliyor diye düşünüyorum. Belki de çok sevdiğimiz komşumuzun bir gün taşındığına şahit olacak ve vedalaşmak zorunda bile kalacağız.
Özetlemek gerekirse; belirli bir kesimin alacağı kararların sonuçları ile toplum olarak hepimiz yüzleşeceğiz.
Hakkımızda hayırlısı, her şeyin gönlümüzce olması dileğimle…