2019 yılında yaşadığımız ve iftiharla sonuçlanan turizm sezonumuzda 50 milyonu bulan turist sayısı 30 milyar doları aşan gelir hepimizi 2020 sezonu için umutlandırdı. Hatta hiç olmadığı kadar iddialı tahminlere, üst düzey umutlara sevk etti. Belki de ilk defa  gerçekten turizmde ‘’ALTIN SEZON’’u yaşayacağımızı düşündük. Ancak hiç beklemediğimiz Corona  virüs salgın vakası hem sağlığımızı, sağlıklı yaşamımızı hem de turizmimizi fazlasıyla olumsuz etkiledi, hatta durma noktasına getirdi. İçinde bulunduğumuz günlerde karantinalar ve de sokağa çıkma  yasağı hepten umutsuzluğa düşmemize sebep oldu.   Şu sıralar yüzbinlerce turizm çalışanı işsiz. Bu insanlar yazın çalışıp kışın yaşamlarını sürdürüyorlar. Biz turizm çalışanları son derece sıkıntılı günlerin içerisindeyiz. Bu salgın hastalık ne kadar uzun sürerse bu sıkıntılar o kadara uzayacak. Bunun anlamı önümüzdeki kış ayları ve hatta 2021’in de çok sıkıntılı ve zorlu olacağıdır. Devletimizin açıkladığı bazı destek paketleri, başta kısa çalışma ödeneği olmak üzere henüz hiçbirimize yansımış değil. İşletmecilerde umutsuz olduklarından maliyet korkusu ile çalışanlarını işe başlatmak istemiyor. Kısaca bu salgın bittiğinde de çalışanlar üzerindeki  etkisi  bitmeyecek, maalesef daha fazla devam edecek.   Her şeye rağmen umutla Haziran ayı başları gibi otellerin yeniden açılacağına inanmak istiyoruz. Hatta ramazan bayramını da kapsarsa bu çok daha iyi olabilir. Bir taraftan bu karantinaların, sokağa çıkma yasaklarının, insanların tatile gitme ihtiyaçlarında patlama yapabileceğini de umut ediyoruz. Her ne kadar dış turizm çok kısıtlı olsa da iç turizmde bu umutların devam etmesi en büyük dileğimiz. Özelikle son yıllarda dış turizm iyi gittiğinde ısrarla yerli turisti küstürmeyelim uyarısı yaparken böyle günlerinde olabileceğini vurgulamıştık. Maalesef  salgın ortamı bizleri haklı çıkardı. Ancak bu durumu fırsat bilip zararımızı telafi edelim yanlışlığına kapılıp fahiş fiyatlardan kaçınmak lazım. Hatta bu günlerdeki sıkıntıları göz önüne alıp daha uygun koşullar sunmalıyız iç pazara.   Bu heyecanımızı saklı tutarken bilmemiz gereken bir durumda hiç bir şeyin eskisi gibi olmayacağıdır. Özellikle hijyen ve sağlık kuralları hiç olmadığı kadar hassas uygulanmak zorundadır. Herşey dahil sistem belki de önemli ölçüde terk edilmek zorunda kalınacaktır. Tatilcilerde bu hassasiyeti ve kaliteyi fazlası ile arayacaktır. Turizmimiz bugünkü bakanımızın öncülük ettiği turizmde kaliteye yönelme eğilimine bu yeni oluşumda bazı görüşlere rağmen fazla zorluk yaşamayacağımıza inanıyorum. Turizm ailesi olarak kaliteye dayalı daha çok kişi başı gelir hedefimiz için bu ortam bir fırsat dönemi başlangıcı bile olabilir.                  Turizmimiz birçok sıkıntıyı ve zorluğu aştı, bu salgın hastalık sıkıntılarını da aşacaktır. Burada en önemli faktör, çalışanların ekonomik sıkıntılarına destek olmak, işletmecileri turizmden kaçırmamak olmalıdır. Özellikle çalışanlar için lütfen acil ekonomik destek.   Hepimize öncelikle sağlıklı günlerimizin  en kısa sürede geri gelmesini ve turizmimizin bizleri umutlandıran günlere dönmesini diliyorum. Bu günlere kadar : LÜTFEN EVDE KAL TÜRKİYE’M