Turizm 2019 da nasıl olacak diye sormaya başladık yine. Bunun sebebi de hem ülkemiz ekonomisi hem de Avrupa ve Rusya ekonomilerinin daralması bizimde turizmde daralmaya başladığımızı gösteriyor. Özellikle yurtdışı pazarı sıkıntı yaratacak gibi duruyor. Yüksek sezon hepimizin beklentilerinin çok yüksek olduğu bir periyot. Ancak şimdiden tedbir almak lazım bu ekonomik daralmalar kötü sürprizler yaratabilir. Bu yüksek beklentiler nedeni ile yüksek fiyatla satalım politikası yabancı müşteriyi İspanyaya Yunanistan’a hatta Mısıra yöneltmeye başladı. Bunu çok önemsemeliyiz. Hem satış politikamızı hem maliyet bütçemiz konusunda fazla hassas olmalıyız. Peki biz ülke olarak her türlü etkinin en ufak sallantısında bile neden bu kadar kırılgan olabiliyoruz.
İşte yıllardır yürüttüğümüz turizm politikası ile ilgili yanlışlar daha çok bu zamanda ortaya çıkıyor. Biz yıllardır satalım da nasıl satılırsa satılsın, dolduralım da nasıl dolarsa dolsun mantığı ile satış yaptık. Bu yanlış politikayı belki de her gün kapınızı açıp doluluklarımız nereye yükseldi sorusu ile bizleri bu yanlış politikaya sürükleyen işletme sahipleri ve yöneticileri olmadı mı? Ama kimsenin aklına yıllarca bizim müşteri başı gelirimiz nereye yükseldi diye sorulmadı. Yıllarca turizm tesisleri ne farkeder canım bu müdür olmazsa başkası gelir bu çalışan gider yerine on adam gelir zihniyeti ile işletildi. Bu istikrarsızlık anlayışı yada bu istikrarsızlıktan rahatsız olmamak turizmimizi buraya getiren bazı yanlışlar. Sadece bu kadar mı tabiki hayır. Hiç kaliteye yönelmek için çaba sarfedilmedi yıllarca. Ne zaman ki tripadvisor yahut otel yorum siteleri çıktı korku ilede olsa iyi yorum alalım diye biraz daha kalite anlayışı arttı. Özellikle günümüzde yeni nesil turizm anlayışı çok farklılaştı. Biz yıllarca deniz, kum, güneş mantığı ile iyi turizm yapıyoruz sandık. Buna birde herşey dahil sistemi ilave oldu sandık ki herşey tamam oysa sürekli kirlenen denizlerimiz, çevremiz ve de kaliteden çok uzak hatta maalesef işin sahteciliğine kaçtığımız herşey dahil sistemi bizi gittikçe kalitesiz turizmin içine attı.
Oysa biraz evvel kırılganlık yaşadığımız dönemlerde bizim yerimize tercih edilen özellikle Avrupa ülkeleri turizmin yeni trendlerine daha çabuk adapte oldular. Müşterilerine kirli çevre değil geri dönüşüm hizmeti sunmaya başladılar. Bu çevrecilik akımının çok geliştiği dünyamızda son derece önemli. Kültürel etkinlikler, çok kaliteli organizasyonlar turistin daha çok ilgisini çekmeye başladı. Herşey dahil sistemi terk etmeye başlayan ülkeler bizden çok daha ileri gittiler. Bunun örneğini Kent TV Ayna programında da açıkladık; İspanya genelinde 400 beş yıldızlı otel varken Antalya da bu sayı 407. Ancak İspanya’nın turizm geliri bizden çok fazla Antalya’nın 10 katı. Bunu kalite ile istikrar ile kişi başı geliri artırarak hatta müşterisine daha iyi daha trend hizmetler sunarak gerçekleştiriyorlar.
2019 sezonuna çok tedbirli ayağı yere basan bütçelerle bakmalıyız. İşletme sahiplerinin kaliteye önem vermesini istikrarlı yönetimler ile çalışmasını tavsiye etmek istiyorum. Lütfen tesisinizin başına getirdiğiniz biz turizm profesyonellerine turizm öğretmeye çalışmayın bilakis kalite ve verimlilik yönünde destek olun. Günümüz turizm trendlerinin tesisinizde uygulanması için sizde hassas olun. Aynı şekilde profesyonel arkadaşlarımızda kendilerini bu yönde geliştirmeli. Bence turizmimiz için önemli bir şans olan sayın bakanımızın da politikalarının bu yönde olduğunu dikkate alarak daha kaliteli daha verimli turizm yapabiliriz. Bu da bizim en küçük sorunda bile kırılganlık yaşamamızı engelleyecektir.
Çok güzel bir sezon olmasını diliyorum.