Dünyanın gözde turizm beldesi, turizmde dünya markası Bodrum’dan bahsediyoruz. İnsanların tatile gidiyorum değil “Bodruma Gidiyorum” dediği hayaller beldesi. Fakat derler ya dışı seni yakar içi de bizleri. Peki bizleri bu kadar karamsarlığa sürükleyen sıkıntılar neler.
Bodrum’da alt yapı yok. Her yağışta sular seller evlerde, işyerlerinde. Bodrum’da bu şekilde yaşamaya mahkum olmak ne kadar acı farkında mısınız? Çoğunluğu turizmden geçinen Bodrum halkı kışın genellikle işsiz. Yetmez gibi her sene kış yağmurlarından mağdur. Belediye elleri kolları bağlanmış çözüm üretemiyor. Herşey merkezi yönetimin elinde ya da büyük şehrin yetkisinde. Bu kadar büyük bir belde kendini yönetemiyor. 2 ay sonra seçim var bizi yönetme yetkisi kısıtlı olanları seçeceğiz. Sizce de garip değil mi?
Yağmur yağar elektrik kesintisi başlar, arızalar başlar. Elektrik özel bir kurumda. Arayın yetkili bulamazsınız. Zaten neden biz arıyoruz çıkıp birisi açıklama yapsa olmaz mı. Bakın özür bile bekleyemiyoruz. Ayrıca neden açıklama yapıyorsun tedbirini zamanında neden almıyorsun? Ödeme için verdiğiniz süreyi 1 gün geçirsek ev işyeri hatta içerde yüzlerce turist, müşteri var demeden otelin bile elektriğini (pat diye )kesiyorsun. Ama kış gelince elektrikler arızalı ve kesik.
Trafik sorununun sadece büyük şehirlerde olduğunu sananlar yanılıyorlar. Yaz neyse de kışın bir Bodrum’u görün. Yollarda su birikintileri trafik yoğunluğunda toplu taşım araçları (yani minibüsler) tıklım tıkış. Hala taşınamayan otogar. Hatta taşınması gereken sanayi (şehrin göbeğinde) Yol yapımına başlayan yetkili kurumların yarıda bıraktığı yollar. Trafik sorunu tabi ki bitmez.
Bodrum’da çok insan turizmden kazanıyor. Söylediğimiz gibi çok insan kışın işsiz. Ancak pahalılık durmuyor. Kiralar çok pahalı sık sık kesilen elektrik çok pahalı. Öyle ki sayaç okuma bedeli neredeyse normal şartlarda 1 aylık elektrik tüketim bedeli olur. Su zaten pahalı sanırsınız evde çamaşırhane işletiyorsunuz. Markette pazarda ülkenin karşılaştığı pahalılık burada nerdeyse iki katına çıkar. Sorsanız burası BODRUM denir. Kimse demez ki burası nasıl bir cennet.
Dedik ya 2 ay sonra yerel seçim var. Kim bu şartlarda ne vaad edecek. Kimin elinde bu sorunları ortadan kaldıracak yeterli yetki olabilecek. Hatta imkan olabilecek. Bodrum il hüviyeti kazanmalı, şehir olmalı. Hiç olmazsa kendini idare edebilecek yetkiye kısmende olsa sahip olmalı. Böyle bir beldenin bu kadar bağımlı olması büyük haksızlık. Aksi halde ülke olarak özellikle turizmden beklenen büyük diyebileceğimiz döviz girdisi ekonomik katkı için gönüllü bulmak zorlaşıyor. Çalışan insanlar başka yerleşim alanlarını başka sektörleri tercih ediyor.
Bodrum ve Bodrumlu bu şekilde yaşamaya muhtaç bırakılmamalı. İyi bir turizm verimli bir turizm bu işe gönül vermiş insanların gayreti ile gerçekleşir. Bu hevesi ve gayreti söndürmeyelim.