Bütün turizmciler “ne zaman kapılarımızı açarız, ne zaman turistler gelmeye başları” sabırsızca birbirine soruyor. Pandeminin etkisi ne zaman azalır insanlar ne zaman gelemeye başlar sorusu herkesin cevap aradığı, tartıştığı bir merak konusu olmaya devam ediyor. Sanırım bu tartışmalar, bu merak birkaç ay daha sürecek. Ancak dünya turizmcilerinde olduğu gibi bizde de turizm  çok ümitli.   Tüm bu gelişmeler yaşanırken 2021, tatil özleminin yoğun yaşandığı, birikmiş talep yoğunluğunun çok fazla hissedildiği bir sezon olabilir. Tabi ki sezonun bu beklentilerine cevap vermek için de öncelikle biz profesyonellere düşen tedbirler var. Bunların başında  güvenli işletmecilik geliyor. Ülkemizde çok sayıda tesis  hijyen önlemi almakta çok hassas davranıyor. Devletimizin uyguladığı Güvenli turizm sertifikası da bu önlemleri tam anlamıyla taçlandırmak oldu. Birde 1-2 ay içerisinde uygulanacak olan aşılar, turizmimize çok daha fazla güven verecektir. Avrupa’da bu denli salgına karşı önlemlerde hassas değil. Bunu iyi değerlendirip çok iyi yapılacak reklam ve tanıtımlarla avantaja çevirmeliyiz.   Ancak maalesef Avrupa’nın ülkemize bakış açısı son yıllarda son derece olumsuz. Hatta 2020 sezonunda yine en iyi pandemi  önlemlerini alan tesisler ve her türlü güvenli turizm politikasını uygulayan bizler olsak da, bu yanlış bakış açısı nedeni ile Avrupa turizmde bizi yeterince tercih etmedi. Hatta zaman zaman engelleyerek bizi tercih eden turistleri bile başka ülkelere yönlendirdi.   Karşımızda bu gerçekler varken turizm politikamızın 2021 hedefi de yine  iç turizm olmalı. Her zaman söylediğimiz gibi iç turizm ülkemizde dünyada hiç olmadığı kadar dinamik. Birde insanların ev kısıtlamaları salgın korkusu ve alınan diğer kısıtlayıcı önlemler çok fazla tatil birikintisine sebebiyet verdi. Bu birikmişlik iyi değerlendirilirse dış pazardan istediğimiz beklentiyi bulamazsak da turizmciyi ayakta tutacak bir politika olabilir.   Hepimiz biliyoruz ki ülkemizde turizm Avrupa ve Rusya olmadan olmaz. Ancak bu pazarların ülkemize daha güvenle bakması yada siyasi tercihler nedeni ile istenilen yoğunluğa ulaşması henüz çok zor. 2019 seviyesine ulaşmamız bile 1-2 yıl daha alabilir. Bunları göz önüne aldığımızda 2021 umutlu fakat tedbirli olunması gereken bir sezon. Sanırım alınacak tedbirlerin başında yurt dışı pazardan çok iç pazara güvenmek geliyor. Birde aşı ve benzeri önlemlerle salgının etkisi nasıl olsa azalır diye düşünerek önümüzün açıldığını sanmak aldatıcı olur. Bu devlet destekleri içinde geçerlidir aynı şekilde yerel yönetim tedbirleri içinde geçerlidir.   Bu kadar sıkıntılı dönemde hem devletimiz hem de yerel yönetimlerin mümkün olduğu kadar ekonomik desteğine ihtiyacımız var. Doğru tanıtım ve reklam politikalarına ihtiyacımız var. İyi organize edilmiş faaliyetlere ihtiyacımız var. Bunlar sağlandıkça biz profesyoneller işimizi çok daha iyi yaparız gelen her türlü misafiri çok iyi ağırlarız ve turizmi ayakta tutarız. Bundan kimsenin kuşkusu yok.