Turizm ülkemize her yıl onlarca milyar USD döviz girdisi sağlıyor. 2023’de 54 milyar USD girdi oluşurken bu sene bu rakamın 60 milyar USD olmasını bekliyoruz. Bu önemli döviz girdisinin yanısıra çok kez belirttiğim gibi turizm aynı zamanda 56 sektörü de etkilediği için ekonomimiz içindeki öneminin çok fazla olduğu ortada. Bodrum ülkemiz turizminde İstanbul ve Antalya ile birlikte lokomotif bir rol oynamakta.
Buna rağmen ve bu denli önemli döviz girdilerine rağmen, onca vergiler ve başka gelirler ortada iken Bodrum’a verilen nedir? Hemen söyleyelim; susuzluk, yoğun trafik, kamu personeli hatta turizm personelinin kaçmasına sebep olan kira sorunu, Gümbet gibi bölgelerde asayiş sorunları, yetersiz temizlik ve daha birçok sorun. Bu kadar önemli bir turizm beldesi hatta dünya markası Bodrum bunu hakediyormu?
Bu sezon birde Yunan adaları reklamı ve yönlendirilmesi ile yeni bir darbe vuruldu Bodrum’a. Şu ana kadar 372.495 kişi Yunan adalarını tercih etmiş. Bu sayının çok önemli bir bölümünü Bodrum turizmi kaybetti. Bu tercihin ana sebebi aslı olmayan fiyat kıyaslamaları. Bodrum’un çok küçük bir kesiminde ve de yıllardır uygulanan pahalı fiyatlar, maalesef Bodrum’un geneline yayıldı. Bu olumsuz algıyı yayanların Bodrum’a karşı olan niyetlerini anlamak mümkün değil.
Turizm bu sıkıntıları yaşarken özellikle turizm bakanlığından, Türsab’dan etkili tepkiler turizme ve Bodrum’a sahip çıkma yönünde kararlı duruşlar bekledik ama maalesef çok zayıf belki de duyulmayan konuşmalar dışında ortada yoklar.
Turizm bu sene otelciler açısından verimli geçmiyor maalesef. Resmi rakamlar %8,3 artış öngörseler de bu artış tesislerin doluluk oranlarına yansımadı. Tabi gelen turist sayısındaki özellikle % 30’luk dilimin otellere hiç uğramadığı biliniyor. Günübirlik gelenler, evleri, yatları tercih edenler, özellikle de Bodrum’u basamak olarak kullanıp başka destinasyonlara gidenler maalesef otelcinin kaybı olmakta. Bu konuda da daha doğru ve daha yönlendirici istatiklere ihtiyaç var.
Turizmi sıkıntıya sokan bir etkende bazı işletmecilerin anlamsız fiyat artışları. Her ne kadar iç Pazar enflasyonun yüksek olması buna rağmen dövizin yatay seyretmesi maliyetlere olumsuz yansımakta olsa da, özellikle yurt dışında ücret avantajını kaybetmemiz rakiplerimizin işine yaramakta. Bu dengeyi iyi korumalıyız.
Bir önerimde sosyal medya kullanımı ile ilgili. Bu mecranın dünya çapında etkisi hepimizce malum. Artık günümüzde influencerlerin çok fazla kitlesi var. İstedikleri gibi kitleleri yönlendiriyorlar. Hatta zamanla satış pazarlamayı da yaygınlaştırmaları muhtemeldir. Bu doğrultuda tanıtım stratejimize sosyal medyayı aktif olarak dahil etmeliyiz.
Turizm ve Bodrum bu sıkıntılar içerisinde sezon geçiriyor. Çok defa tekrarladığımız bu sorun ve sıkıntılar için gerek Turizm bakanlığını gerek Türsab’ı ve STK’ları daha aktif daha etkili olmaya davet ediyorum. Yalnızca profesyonellerin gayreti ile turizmi ilerletmemiz kolay olmaz. Çünkü bu gidişat 2025 içinde korkmamıza sebep oluyor.