Bodrum, binlerce yıllık tarihiyle yalnızca Türkiye’nin değil, dünyanın en önemli kültürel miraslarından birine ev sahipliği yapıyor. Bu mirasın en görkemli örneklerinden biri de Bodrum Antik Tiyatrosu’dur. MÖ 4. Yüzyılda inşa edilen bu tiyatro, antik dünyanın en önemli yapılarından biri olarak, Halikarnassos’taki Helenistik dönemin izlerini taşımaktadır. Ancak bugün, ne yazık ki bu kadim yapı, asıl işlevi dışında ve zararlı bir şekilde kullanılmaktadır.
Antik tiyatronun konser alanı olarak kullanılmasının yanlışlığı, öncelikle tarihi ve kültürel dokusuna zarar verilmesiyle başlıyor. Demir platformların, seyyar tuvaletlerin kurulması ve konser günlerinde binlerce kişinin uzun süreli olarak yapıyı kullanması, bu mirasın zamana yenik düşmesine hız kazandırmaktadır. Üstelik bu konserlerde bazı insanlar, farkında olmadan mezarların üzerine çıkmakta, saygı gösterilmesi gereken bu kutsal alanda tarihi çiğnemektedirler. Bu tür kullanımlar, Bodrum Antik Tiyatrosu’nun binlerce yıllık dokusunu tehdit etmektedir.
Bodrum’da verilen konserler, genellikle Bodrum’da tatil yapan ya da ikamet eden kişilere hitap etmektedir. Dışarıdan turist çekmek adına ne yazık ki bir cazibe yaratmamaktadır. Oysa ki Türkiye’de Pamukkale’deki antik kent gibi örnekler, doğru bir koruma ve turizm stratejisiyle her yıl binlerce ziyaretçiyi çekmektedir. Pamukkale, yalnızca kültürel bir hazine olarak değil, aynı zamanda ciddi bir ekonomik kaynak olarak da dikkat çekiyor. Bodrum Antik Tiyatrosu, böyle bir vizyonla değerlendirilmiyor ve her yıl bu potansiyel göz ardı ediliyor.
Konserlerin düzenlenme şekli de eleştirilmeye değer. Demir platformlarla oluşturulan sahne düzeni ve çevresine asılan brandalar, tarihi dokuya büyük zarar veriyor. Konserlerde sunulan hizmetlerin yetersizliği, güvenlik önlemlerinin eksikliği ve trafiğin aksaması gibi sorunlar, bu tür etkinliklerin sadece Bodrum’un estetiğine değil, yaşam kalitesine de zarar verdiğini gösteriyor. Üstelik, otopark sorunu ve trafik aksaklıkları nedeniyle, konser günlerinde bölge halkı büyük sıkıntılar yaşıyor.
Bu konserlerin antik tiyatroya ve Bodrum’un turizm vizyonuna yakışmadığı ortada. Dünyadaki diğer antik tiyatrolar, kültürel ve ekonomik açıdan seçici ve yüksek profilli turistleri çekerken, Bodrum’da yapılan bu yanlış kullanım, bölgeye prestij katmak yerine hayal kırıklıkları yaratıyor. Bodrum’un binlerce yıllık tarihi, yalnızca bir eğlence alanı olarak değil, geleceğe aktarılması gereken bir kültürel miras olarak korunmalıdır.
Bu noktada, gerek Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın, gerekse Bodrum yerel yönetimlerinin ve kaymakamlığın bu konuda net bir çalışma yapması gerekmektedir. Bodrum Antik Tiyatrosu’nun Pedasa Antik Kenti ile bağlantıları da göz önüne alınarak, tiyatronun korunması ve ülke ile ilçe turizmine kazandırılması için ciddi adımlar atılmalıdır. Bu mirasın reklamasyonu ve restorasyonu, tarihine en yakışır şekilde gerçekleştirilmelidir. Böylece hem bölgeye yüksek profilli turist çekme potansiyeli artar, hem de binlerce yıllık kültürel miras gelecek nesillere en doğru şekilde aktarılmış olur.
Sonuç olarak, Bodrum Antik Tiyatrosu’nun konser alanı olarak kullanılmasının, Bodrum’un kültürel ve turizm vizyonuna aykırı olduğu ve tarihi mirasın korunmadığı gerçeğiyle yüzleşmeliyiz. Bu miras yalnızca bugünün değil, geleceğin de malıdır ve ona sahip çıkmak, Bodrum’un turizm değerini artırmak için en doğru adım olacaktır.