Turizmde hep söylemeye çalıştığımız hassas nokta karlılık. Eskiler oynamaktan maksat ütmektir derler. Bu kadar emek harcıyoruz yoğun çalışmalar tatil nedir bilmeden hizmet üretmek seyahatlar verilen eğitimler hep daha iyi bir turizm için. Daha iyi turizm ne demek çok yalın bir kelime. Aslında  daha iyi turizm  daha çok müşterinin ağırlandığı, daha çok kişinin çalıştığı, daha çok tesisin faaliyet gösterdiği  bir  kombin denilebilir mi? HAYIR. Daha iyi bir turizm daha çok kazandıran turizm olmalıdır. Ülke için de  işletmeciler içinde çalışanlar içinde hatta turizm esnafı içinde daha çok kazanç.   Daha çok kazanmak için en gerekli atılım KALİTE olmalı. Kaliteyi yükseltmeden daha iyi kazanç beklenemez. Bir kez daha tekrar olsa da Avrupa’nın  “ucuzcu ülke” imajını kırmak zorundayız. Bunun yollarından biri de her zaman yaptığımız yanlıştan dönmek olmalı. Yani ne pahasına olursa olsun satış yapma zihniyeti. Biz profesyonellere işletme sahipleri kaç müşterin var doluluk oranın ne diye sorduğu sürece bu yanlış maalesef sürecek. Veya bizler dik durup önemli olan karlılık müşteri başına elde edilen gelir artışı diyemezsek bu yanlış devam eder.   “On paraya grup var ister misin, otelini doldurur” diyen sözüm ona satıcıları da, “gönder ben hallederim” diyen amatör bile olamaz. Alıcıları da (sözde turizmci)  gerekirse cezalandırma pahasına turizmden silmeliyiz.   Hedefimiz önce kalitenin artması. Hizmet kalitesi, tesis kalitesi, kalifiye eleman kalitesi bir araya getirip fiyatları da kaliteyle bir tuttuğumuzda Avrupa’nın ucuzcu ülke bakışından kurtulabiliriz. İşletme sahiplerinin de kurumsal düşünüp kaliteyi  hedeflemesini  ve de gelirin artışını  istemesini de sağlamalıyız. Herşey dahil sistemin etkisini de faaliyet sahasını da daraltmalıyız. Müşteriyi alışverişe hatta bulunduğu ortamdan daha iyisini daha kalitelisini aramaya sevk etmeliyiz. Bu rekabetide getirir, kaliteyi ve gelir artışını da.   Bu zihniyet değişimi 2019’da milat omalı. Altın yıl olarak beklediğimiz bu sezon bizleri yanıltmayacak ölçüde iyi başladı. Avrupa’nın ilgisi fuarların olumlu karşılık bulması turizmin olmazsa olmazı tanıtıma verilen önem bizleri sürekli umutlandırıyor. Bu arada hep Avrupa’nın bakışından bahsettik başka kıta müşterisi  yok mu diye soran olur. Ancak Avrupa olmadan dış Pazar olmaz. Hangi ülke turisti ülkemize yada destinasyonumuza ilgi gösterirse göstersin asla Avrupa’nın yerini tutamaz. Bu ispatlı bir gerçektir. Ne boşuna hayaller peşinde koşun ne de Avrupa’nın ilgisini güvenini asla sarsmayın sonu hep hüsran oluyor. Diğer kıtalar ancak alternatif Pazar hüviyetinde kalır.   Turizm Bakanımızın da çalışmaları bizleri umutlandırıyor. Fuarlara gösterdiği ilgi, THY ile yapılan direkt uçuş anlaşmaları, sektöre destek veren faaliyetleri son derece olumu. Sayın Bakanın da özellikle kaliteye ve karlılığa bakışı, müşteri başına gelir artışı konusundaki  duyarlılığı da bizim için umut verici.   Hep beraber bütün turizm camiası için ALTIN YIL çok güzel ve çok verimli bir sezon olacak inşallah. Saygılarımla..sevgilerimle.