Turizmde çok sıkıntılı salgının etkisinde bir sezonu geride bıraktık hatta yılı da bitiriyoruz. Bu yazımda sizlere kendi mesleğim olan turizmde çalıştığım otellerde Genel Müdür olarak yaşadığım ve de karşılaştığım sizin de akıl erdiremeyeceğiniz yönetimsel sorunları anlatmaya çalışacağım. Özellikle dışarıdan çok renkli çok kariyerli görünen işimizin aslında nasıl karartıldığını sizlerle paylaşmak istedim.
Çok iyi bir sezon geçirseniz de kış geldiği zaman ilk göze batan Genel Müdür olur. Maliyeti fazla hatta gereksiz gelir. Bazen de sizden sezon başlarken işe başlamanız istenir. Bu durumu turizmde çok yetkili bürokratların bulunduğu toplantıda anlattığımda inanamadılar ama maalesef gerçek bu.
Otel sahibi kendi yaptığı hatalara asla bakmaz ve ilk kriz durumunda hemen faturayı otel genel müdürüne çıkarır. Oysa otelin fiyat politikasını kendisi belirler fiyatları düşük bulup yükselttiren de yüksek bulup düşürttürende kendisidir. Bu politika satışları olumsuz etkilerse sorumlu olan patron olması gerekmez mi? Otel istenilen kazancı elde edemezse sorumlusu patron olması gerekmez mi? Bütün sonuç kararlarını patron alır ama her aksilik ve başarısızlık genel müdüründür.
Satın almaya karışamazsınız karışırsanız tereddüt uyandırır. Patron kendisi yapmak ister. Personel alımına patron karar verir hatta çıkarılması da ona bağlıdır. Bazen işten çıkarmanız gereken bir personeli patronun odasında sizi şikâyet ederken görürseniz şaşırmazsınız. SGK politikasını da patron belirler istediğini sigortalı yapmak istemediğini yapmamak yaptıklarının çoğunu da asgari ücretle sigortalamak patron tasarrufudur. Ancak denetleme olursa suçlu genel müdürdür.
İş güvenliği yasaları var bence çok da gerekli. Ancak hepsi için ödeme zorunluluğu var ya, patrona külfet gelir. Yapılmasını talep ederseniz alacağınız cevap bu kadar masrafa ne gerek var nasıl olsa denetlenmiyor. Ama denetlenecek olursa genel müdür iş bilmiyor en azından iş güvenliği yasalarını bilmiyor denir.
Genel müdür oteli doldurur ama görülmez ama arada boşluk olsa bu işi bilmediğiniz söylenir. Genel müdür para kazandırır kar ettirir kimse ödüllendirmez. Sezon kötü geçerse biz bu genel müdüre ne verdik ki ne isteyelim denmez hemen başarısız ilan edilir. Bu sezonda olduğu gibi salgın gibi olağanüstü durumlarda bile siz başarısızsınız demektir. Dedik ya sonuç kararları patronun başarısızlıklar genel müdüründür.
Yıllarca ısrarcı olduk otelleri sertifikalı diplomalı profesyoneller yönetsin bu zorunlu olsun diye. Patron hegemonyasından tesisler kurtulsun. Ama geldiğimiz nokta her kararı kendisi alan yılda 2-3 genel müdür değiştiren patron otelleri ve bu durumdan verimlilik bekleyen turizmimiz. Söylemeye gerek yok ne turizm kazanır ne işletmeler kazanır nede turizm emekçisi. Sertifika zorunluluğu getirilse bile turizm profesyonellerin yönetiminde olmadıktan sonra son kararlar patron tarafından alınacaksa ne turizmin nede genel müdürün kaderini değiştiremeyiz. Günümüz şartlarında bu çarpık yönetime iş kaygısı ile çok kişi ses çıkartamıyor maalesef haksızda değiller.
Turizmde genel müdür olmayı birde bu pencereden görün istedim. Tabiî ki bu örnekler genelleme yapılamaz çok sayıda kurumsal işletmelerde rastlayamayabilirsiniz. Ancak inanın örneklediğim işletmeler kesinlikle çoğunluğu oluşturmakta.