Bir bardağa, dolduktan sonra su koymaya devam eder misiniz? Etmezsiniz değil mi? Zira bardak taşar ve ortalık batar!
Bodrum’un durumu tam olarak bu!
Bunu sadece ben değil, Belediye Başkanı da söylüyor!
Bodrum’un atık suyunun sadece yüzde 46’sı arıtılıyor. Geri kalan yüzde 54 doğaya ve denize – arıtılmadan – bırakılıyor!
Daha anlaşılır söylemek gerekirse, Bodrum’un içine ediliyor!
Kimse bana “arıtma tesislerinin kapasitesi bu kadar. Yenileri yapılıyor, o zaman kapasite artacak” demesin!
Zira o başkan değil miydi aylar öncesinde herkesi Bodrum’a davet eden! Bodrum’un kapasitesini bilmiyor muydu?
Peki sadece şimdi ki yönetim mi suçlu?!
Aslında belki de şimdi ki belediye yönetimi en masum olanı!
Zira benim bildiğim 40 yıldır Bodrum’da sorunlar da, belediyeden hükümete sorunları çözmesi gereken zihniyette aynı!
Bodrum’u yönetmeye talip oluyorsunuz, ama 40 yıldır yaptığınız tek şey; Bodrum’un plansızca büyümesine, doğasının, denizinin katledilmesine göz yummak, hatta bunun için bizzat çalışmak!
Arıtma olmadan bu kadar savrukça, plansızca inşaatlara izin verirsen,
Korkunç rantın bir ucunda sen olursan,
Her önüne gelene ruhsat verirsen,
Kusura bakma ama denizine lağım da akar, susuz da kalır, çöp içinde de boğulursun.
2 belediye başkanının kavgasının tüm zulmünü yüzbinlerce kişinin çektiği Bodrum’dan daha ne bekleyebilirsiniz ki!
İşte 40 yıldır Bodrum’u bu kadar sevdiler!
İşte 40 yıldır Bodrum’a bu kadar sahip çıktılar!
Bu zamana kadar yazdık, çizdik. Kimse kaale almadı! Hatta yazdık diye biz kötü olduk, baskı gördük.
Ama işte Bodrum’un durumu ortada!
Hala yok mu Bodrum’a sahip çıkacak bir babayiğit?!