Seçim atmosferine girdik. Sokakta herkes seçimlerin etkisinde. Hayatım boyunca görmediğim bir kutuplaşma var. İktidar ve muhalefet seçmenleri birbirlerinden adeta nefret ediyor. Sosyal medyada inanılmaz hakaretler, aşağılamalar! Neden bu hale geldik, bunu nasıl düzelteceğiz, bilemiyorum.
Halbuki yıllardır aynı ülkede, yan yana yaşıyoruz. Soluduğumuz hava, içtiğimiz su bir. Bayrağımız, vatanımız bir. Nedir bu çekememezlik, nedir bu kutuplaşma anlaşılır gibi değil.
Neyse! İçimde kalanları sizlerle paylaşmak istedim. Gelelim konumuza!
Seçim atmosferi Bodrum’u unutturuyor. Aslında bu biraz da kenti yönetenlerin işine geliyor. Bu zamana kadar yapılamayanlara hep bir bahane bulan yönetimi şimdi de birkaç ay seçim telaşı rahatlatıyor.
Ama maalesef bu ortamda Bodrum her geçen gün daha da kötüye gidiyor. Mesela dün Belediye meclisinde bir vatandaş pankartlı protestoda bulundu. Bunun dışında sosyal medyada hergün yüzlerce kişi yaşadığı olumsuzlukları kızgınlıkla paylaşıyor.
Nisan ayının ortasına gelmek üzereyiz. Turizmle ilgili doğru dürüst hiçbir hazırlık göremiyorum. Alt yapı çalışmaları kağnı hızıyla ilerliyor. Bu çalışmaların sürekli uzaması, kazılan yerlerin kapatılmaması, çevrelerinin düzeltilmemesi vatandaşları, esnafı perişan ediyor.
Geçtiğimiz Pazar günü Turgutreis’e yürüyüşe gittim. Gitmez olaydım! Yolun ortasında paslı demirler, açılan koca koca çukurlar, çukurların çevresinde hiçbir önlem alınmaması, toz, toprak, pislik beni isyan ettirdi. Bir de orada yaşayanları düşünün!
Dikkatimi çeken başka konu da hava gayet güzeldi ama koca alanda sadece 3 kişi çalışıyordu!
Bodrum Yarımadası’nda her yer benzer durumda. Hepimize artık gına geldi.
Çalışmalar bu kadar mı plansız olur, bu kadar mı baştan savma olur, inanılır gibi değil!
Evet Bodrum’un altyapısı çok kötü. Kesinlikle altyapı çalışmalarının olması gerekiyor. Ama bu şekilde değil! Yıllarca uzayan çalışma, kazılan yerlerin defalarca yeniden kazılması, kazıp öylece bırakma, aylar sonra -o da belki!- kapatma kabul edeceğimiz bir durum değil.
Belediye başkanımız sağolsun, pandemiyi, yangınları, enflasyonu, depremi, döviz kurlarını bahane edip duruyor. Ama hem Muğla Büyükşehir Belediyesi, hem de Bodrum Belediyesi gelirlerini hem de fazlasıyla zamlı şekilde katlayarak almaya devam ediyor. Ödediğimiz su parası, emlak vergileri, harçlar vs. ortada!
Gerçekten de Bodrum tarihinin en şanssız yönetimini yaşıyor. Bu kadar koordinasyonsuzluk, bu kadar plansızlık, bu kadar vurdum duymazlık inanılır gibi değil!
Hep söylediğim gibi yöneticilere bir şey olmuyor! Olan bu çileyi çeken vatandaşa, esnafa oluyor!
Yazık!