Fay yasası çıkarılmalı!

Açıklama şöyle;

Resmi verilere göre 50 binden fazla insanımızı yitirdiğimiz, yaklaşık 40 bin binanın yıkıldığı, 200 binden fazla binanın ise ağır hasar aldığı 7.7 ve 7.6 büyüklüğündeki 6 Şubat 2023 depremlerinin üzerinden 1 yıl geçti.

Son yüzyıl içinde can ve mal kaybı ile sonuçlanmış 35 büyük depremde 200 binden fazla insanımızı kaybettik. Merkezi idareler, felakete dönüşen bu depremlerin her birini MİLAT olarak kabul ederek yola çıkmış; ancak ne yazık ki hiçbir somut adım atmamış, hiçbir ders çıkarmamıştır.

Böylesi sarsıcı bir afetin ardından beklenen ve olması gereken hiç şüphesiz, bugüne kadar alınmamış tedbirlerin alınması, güvenli ve sağlıklı yapılaşma için bilim çevrelerinin, meslek odalarının önerilerinin hayata geçirilmesidir.

Ülke topraklarımızın %96’sı deprem tehlikesi ile karşı karşıyadır. Ülke nüfusumuzun ise %98’i deprem riski fazla olan bölgelerde yaşamaktadır. Bodrum da 1.derece deprem bölgesinde bulunmaktadır. Üstelik zemin sıvılaşması gibi hasar boyutunu artırabilecek riskli alanlar barındırmaktadır.

Afetlere hazırlık çalışmaları kaynak ve zaman gerektiren uzun soluklu çalışmalardır. Siyasi kadroların ihtiyaç duyduğu ve kendi dönemlerinde yapıp bitirebilecekleri gösterişli yapılar ve faaliyetler bu çalışmalardan sayılamaz. Dolayısıyla, merkezi ve yerel yönetimlerin esnetip gevşetemeyeceği yasal düzenlemeler yapılmalı, kaynakların doğru ve yerinde kullanımı için önlemler alınmalı, aksi yöndeki girişimlerin hukuki ve cezai yaptırımları olmalıdır.

Siyasi irade bu sorumluluğu üstlenmekten ısrarla kaçınmaktadır. Sorumluluktan kaçınmak bir yana yapılaşma sistemini ve kültürünü değiştirmek için hiçbir anlamlı adım atmamaktadır.

Her büyük depremde olduğu gibi bu depremlerde de yaşanan yıkımın teknik nedenlerini 6 ana başlıkta sıralaya biliriz. Zayıf Zemin Koşulları, Malzeme Zafiyetleri, Taşıyıcı sistem  Zafiyetler, Yapı Düzensizliklerinin Yarattığı Hasarlar, Yıpranmışlık ve Bakımsızlık, son olarak Bodrum için en önemlisi ise Sonradan Yapılan Bilinçsiz Tadilat ve Müdahalelerdir. Bu sebeplerin birden fazlasının bir araya gelmesi hasar ve yıkım oranlarını artırmaktadır.

6 Şubat Depremleri coğrafyamızın tanık olduğu ilk büyük deprem olmadığı gibi son da olmayacaktır. Ne zaman nerede büyük bir depremin meydana geleceği bilinmemekle birlikte felakete dönüşmesini önlemek için ivedilikle hayata geçirilmesi gerekenler bellidir.

1999 yönetmeliğinden önce yapılmış yapılar ve imar afları ( yumuşatılmış söylemi ile   imar barışı ) ile legal hale getirilmeye çalışılan kaçak yapılar gibi mühendislik hizmeti almamış yapılar ivedilikle gözden geçirilmelidir.

Fay yasası çıkartılmalı, diri faylar üzerine yerleşim alanları kurulmasının önüne geçilmelidir.

Afet yönetimi değil risk yönetimi planlamaları yapılmalı, depremlerin afete dönüşmesinin önüne geçilmelidir.

Ülkedeki riskli yapı stoku belirlenmeli, yapı envanteri çıkarılarak belirli bir risk sırası ile tüm binaların deprem güvenliğinin belirlenmesi zorunlu hale getirilmelidir. ( Bu bağlamda Bodrum belediyesi ve İMO Muğla şubesi arasında yapı stok envanteri çalışması için protokol imzalanmış olup eğitim ve teknik altyapı çalışmaları devam etmektedir.)

Kentsel dönüşümde kamu yararı gözetilmeli, rant odaklı kentsel dönüşüm anlayışı terk edilmelidir.

Rant odaklı imar düzeni ile yapılaşmada kuralsızlığın ve cezasızlığın hâkim olması, imar kanununun doğru uygulanmaması, seçim öncesi yerel yönetimin yeterli önlem almaması Bodrum’da mühendislik hizmeti almamış binlerce kaçak yapının önünü açmaktadır.

Mevcut Yapı Denetim Yasasının öngördüğü, ticari yanı ağır basan yapı denetim şirketi modeli yerine mesleğinde yetkin yapı denetçilerinin faaliyetlerine dayalı, meslek odalarının sürece etkin katılımını sağlayacak yeni bir model hayata geçirilmelidir. Proje denetimi ve yapı denetimi birbirinden ayrılmalı, proje denetimi doğrudan kamu tarafında ve yetkin mühendisler eliyle yapılmalı, yapı denetim kuruluşları ve laboratuvarları doğrudan  kamuya karşı sorumlu olmalı ve kamu denetiminde çalışmalıdır.

6 Şubat depremlerinde hayatını kaybeden yurttaşlarımızı bir kez daha saygıyla anıyor, aynı ihmaller nedeniyle aynı acıları bir daha yaşamamak için kaybedecek tek bir günümüzün bile olmadığını hatırlatıyoruz.